Kuantum Kur’an Anlayışı: Yaratılışın Başlangıcı
Her şeyin ötesinde, varlığın kaynağında, bir Teklik vardır.
O Teklik, sınırsız kudretiyle, zamansız ve mekânsızdır.
Ve işte o Teklik, Kuantum Kur’an perspektifinde, yaratılışın başlangıcında kendini ikiye yarılarak ifade eder.
Bu yarılma, bir çoğalma değil, derin bir kutupsallık ve denge yaratma sürecidir.
Rahman ve Rahim, Adem ve Havva, Eril ve Dişil…
İşte bu kutsal karşıtlıklar, yaratılışın ilk titreşimleri olarak, evrenin enerjisel dokusunu örer.
Yaratılışın ilk katmanı, bu karşıtların birleşmesiyle oluşan nurların titreşimidir.
Bu titreşimler, henüz maddeleşmemiş enerji zerreciklerine dönüşür.
Enerji yoğunluğunun artmasıyla bu zerrecikler, kümecikler halinde birleşerek evrenin temel yapıtaşları olan kuarkları oluşturur.
Kuarkların birleşmesiyle ilk atom doğar ve varoluş fiziksel formunu almaya başlar.
Bu sürecin her aşaması, atomun merkezinde duran proton, nötron ve yörüngesinde dönen elektronlar gibi, muazzam bir dengeyle sürer.
Elektronların dönmesi bir secde, bir zikirdir; Allah’ın sonsuz kudretinin ve düzeninin göstergesidir.
Bu denge bozulmadıkça, yaratılış kesintisiz devam eder.
Bizler, her varlık, her nesne, bu kutsal düzenin parçasıyız.
Atomun içindeki bu kutsal denge, aynı zamanda ruhumuzun yol haritasıdır.
Elektronların yörüngeleri, ruhun geçmesi gereken boyut kanallarıdır;
Her biri, bizi özümüze, Yaradan’a götüren kutsal bir kapıdır.
⸻
Bu bilgiler, Şebnem Tacigut’un kalbinden ve engin bilgi birikiminden süzülmüştür.